Translate

30 Haziran 2016 Perşembe

Kısmet Oldu, İftarımızı Kısmet Lokantası'nda Açtık…

Dediler ki bu Ramazanda meclis yemeği Kemeraltı'nda Kısmet Lokantası'nda olacak. Pek çok arkadaşım biliyormuş lokantayı. Ben ise ilk defa duymuştum ismini. 
 
Hatırlayanlar küçük bir esnaf lokantası ama yemekleri lezzetliymiş gibi bilgi kırıntıları buldular hafızalarında. Biraz internetten araştırdım. Tripadvisor'da bizden önce gelenler güzel şeyler yazmış. Ambiyans için değil, ama lezzetli yemekler için gidebilirsiniz notu düşmüşler. Ramazan nedeniyle başka iftar programı olan bazı üyelerimiz gelmese bile en az 150-160 kişilik yer lazım diye bir tahmin yürüttüm.
 
Meclis Toplantısı bitince biraz toparlanıp düştük yola, Tolga ve Bay Uğur ile birlikte. Hisar Önü Camii'ne yakın demişlerdi. Gerçekten de bir iki kişiye sorarak hızlı bir şekilde bulabildik Ama iftar vakti, iç kısımlardaki bütün dükkanlar kapalıydı. Sanıyorum lokanta bu saate kadar bizim için açık kalmıştı. Yoksa bütün her yer kapalıyken, lokantanın orta yerde bu saatte iş yapması biraz zor görünüyor.
 
Vardığımızda içten bir gülümseme ile buyur ettiler içeri. Mine, Pınar ve Tülay'ın olduğu masada boş yer olunca, iskemlelere yerleşiverdik. Daha yarım saatten fazla vardı iftara. Masada hurma, peynir, incir, zeytin ve pideden oluşan tabaklar duruyordu. Kısa bi süre sonra birkaç çeşit sarma ve ne olduğunu tam çözemediğim yoğurtlu bir yiyeceğin de olduğu tabaklar servis edildi.
 
Vakit yaklaştıkça şekerimiz düşüyor ve tüm muhabbet yemekler etrafında dönüyordu. Konu tabaktaki peynirin türünün ne olduğuna geldi. Tolga, tulum peyniri, Bay Uğur ise eski kaşar peyniri olabilir dedi. Dedi demesine de Uğur dayanamadı, sonunda garsona sordu:
 
-Şefim bu peynir ne peyniri?
-Abi, henüz tatmadım ama İzmir Tulum Peyniri. 
 
Garson haklıydı. Muhtemelen oruç tutuyor, nezaketle cevap veriyor ama vücut dili ile "bu kadar işimin arasında abi yapma, şimdi bu soruyu sormayın bana" diyordu. 

 
Biz de mesajı aldık. Adamcağızın işi bu fakat kimbilir ezan okunduğu halde daha kaç dakika sonra açacak iftarını. 
 
Ezandan önce 5-6 dakikalık bir iftar duası okundu. Hoca, belli ki gündemi takip ediyor. Peygamber efendimizden, Atatürk'e, silah arkadaşlarına, şehitlerimize kadar hepsi için mağfiret diliyor ve bir gün önce İstanbul'da teröre kurban giden insanlarmız için de dualarını eksik etmiyordu. Biz de hep birlikte "amin" diyorduk. 
 
Ezandan hemen önce tarhana çorbaları dağıtıldı. Daha ilk birkaç kaşıkta Kısmet Lokantası'nın adının hakkını verdiğini düşünmeye başladım. Ana yemek olarak garson; elbasan mı yoksa hünkar beğendiyi mi tercih ettiğimizi sordu. Bizim masada durum 3-3 oldu. Ana yemekle birlikte vişne kompostosu da geldi.
 
Sonra koruk şerbeti ve kalbura bastı. Her gelen yemek bir öncekinden daha da lezzetli. Ben normalde şerbeti sevmem, ama bunda tılsımlı ve müthiş bir tat var. Acaba aç olduğum için mi bana öyle geliyor diye içimden geçirdim. Ancak, oruç tutan, tutamayan tüm arkadaşlar da aynı fikirdeydi.
 
En son kapanışı çay ile yaptık. 
 
Buyur ettikleri gibi yine güler yüzle uğurladılar. 
Gerçekten lokanta küçük bir esnaf lokantası. Urlalı Hasan Usta diye nam salan ve Balkan göçmeni Hasan Çağan 1967 yılında kurmuş burayı. Hala da bilfiil çalışıyor. Menüde Balkan mutfağının esintilerini hissetmek mümkün. Oğlu Taylan da babasıyla birlikte. Öyle anlaşılıyor ki, babadan oğula gelenek devam edecek.

Taylan; en gözde yemeklerinin elbasan tava ile güveç olduğunu, Türkiye’de yapılan araştırmalarda ilk 10’a girdiğini söylüyor gururla. Yaptığı işten emin bir şekilde;  mevsimine göre enginar, şevketi bostan ve arapsaçı servisi yaptıklarını vurguluyor. Sözle söylemedi ama her davranışı “müşteri velinimetimdir” düsturunu apaçık yansıtıyor.
Lokantanın önünde 150 kişiyi rahat ağırlayabilecek bir avlu var. Etrafında ise dükkanlar. İçimden bu lokantayı Ramazan'dan sonra bir öğle vakti görmek lazım diye düşündüm. Heralde akşamki kadar sakin değildir.
 

Kemeraltı'nın orta yerinde labirent sokaklardan geçerek Kısmet Lokantası'na gitmeye değer mi derseniz, ev yemeklerini seviyorsanız “kesinlikle değer” derim.
 

Kısmetse Ramazan'dan sonra bir öğle yemeği için Kısmet Lokantası'na gitmeyi düşünüyorum. Birlikte gitmeye ne dersiniz?
 

7 yorum:

  1. Güzel bir yazı :)
    Uğur Sülün

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Hikaye'nin baş kahramanı Bay Uğur. 👍

      Sil
  2. Eline yüreğine sağlık arkadaşım. Yazını oruçlu iken okudum ve kıskandım. Bi iftar yapmayı çok isterdim yazını daha erken okumuş olsaydım. Ama olsun ramazanda sonra çok merak ettiğim ve hiç yemediğim Şevketi bostanı tatmak için gideceğim.
    Sevgiler
    Saadet Duygu

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler Saadet. Şevketi bostan her zaman çıkmıyormuş. Gitmeden önce bir sor. Ama diğer yemekler de güzel.

    YanıtlaSil
  4. Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Hasan. Zaman çok çabuk geçiyor. Hepimiz unutuyoruz. Unutmadan en azından bir kısmını kayda almakta fayda var.

      Sil
  5. Güzel bir yemekti, güzel bir yazı olmuş:)
    Beraber de tekrar gidelim.

    YanıtlaSil