O tarihe kadar hobilerim ağırlıklı olarak bisiklet ve
yürüyüştü.
Şu anda ismini hatırlamadığım bir gazetede; yarış tarihinden
birkaç gün önce Dokuz Eylül Yarı Maratonu ile ilgili bir haber okumuştum.
İnternette araştırdığımda yarışmanın http://www.dokuzeylulyarimaratonu.com
isminde bir Web Sitesi olduğunu öğrendim ve site üzerinden hemen kaydımı
yaptırmıştım.
Yarışa katılma kararı aldığımda 21 km koşamayacağımı
biliyordum ama sırf o yarış ortamında bulunur, yarısını koşar sonra da
İnciraltı’ndan otobüse atlar eve giderim diye düşünmüştüm.
Metro ile Konak’a geldim.
Konak’ta hızlı adımlarla ilerleyen koşu kıyafetleriyle giden birisini görmüştüm.
Durdurdum ve;
-9 Eylül Maratonu nerede başlıyor biliyor musun?
-Ben de yarışa gidiyorum. Gel beraber gidelim..
Benim yarış numaram bile yoktu, meğer bir gün önce
Bornova’da makarna partisinde dağıtılmış.
Yarış Cumhuriyet meydanında start alacaktı.
Neyse Büyükşehir Belediyesi görevlilerinden rica etmiş,
göğüs numarasını almış, ancak koşu tişörtünü alamamıştım.
Yarış 09.00 civarında start almıştı, neredeyse hiç
antremansız katıldığım yarışın ilk 10 km’sini çoğunu koşarak zaman zaman da
yürüyerek İnciraltı’na vardım.
Tam dönüş noktasında arkama baktığımda daha yüzlerce insan
olduğunu görmüş ve buraya kadar geldiğime göre geri de dönebilirim diye
düşünmüştüm.
Gel gör ki, iş geldiğim gibi olmadı. Hava iyice ısındı ve
sıcaklık neredeyse 35-36 derece civarındaydı.
Koşmak bir tarafa yürürken bile epey zorlanmış, yolda
çimenleri sulayan Belediye görevlisinden bizi ıslatmasını bile istemiştik.
Ayaklarıma sanki 10’ar kiloluk kum torbası bağlamış gibi
ağır hissediyor, yerden sanki sökerek ayağımı kaldırıyordum.
Yarışı tam 2 saat 47 dakikada tamamlamış, listeye giremesem
de madalya, tost, meyve suyu, muz ve çantayı almış ve kendimi çimenlere
atmıştım.
Kendi kendime sen kim, 21 km koşmak kim? diye soruyor, bir
daha tövbe diyordum.
Bu koşudan sonra, küçük yarışmaları bir tarafa bırakırsak,
çoğunlukla hep 10km yarışlarına katıldım. O günden bugüne;
·
15 Kasım 2015 İstanbul Avrasya Maratonu 10k,
·
6 Mart 2016 Antalya Runatolia Maratonu 10k
·
17 Nisan 2016 Global Bodrum Run 10k
·
8 Mayıs 2016 Wings for Life World Run İzmir
Ayağı 15k
·
15 Mayıs 2016 19 Mayıs Koşusu 10k
Wings for Life World Run İzmir ayağında 15 km’yi 1 saat 30
dakika da koşunca, koşu mesafesini uzatabileceğime dair bir his geldi içime.
Ama yine de emin değildim. 3. İzmir Yarı Maratonu’nun
fobisini henüz üzerimden atamamıştım.
Bir ara Ege Maraton’daki Davut Yıldırım abinin ekibiyle
birlikte, onlar Mercedes, bense Renault 9 modunda Kültürpark da 16 km
kadar koşabilmiştim.
Antremanlarda Ege Maraton’dan Soli Özel, Ali Osman Şapçı ve
Ender Sert arkadaşlarım, yeterli antremanımın olduğunu ve İzmir Yarı
Maratonu’nu koşabileceğimi söylediler.
Bu haber üzerine, internetten girip hemen yarışa kaydımı yaptırdım.
Arabada acaba bu yarışta süre hedefi ne olmalı? Diye düşünüyordum.
Koşu camiasından tanıdığım pek çok dostumu orada gördüm. Kimisiyle konuştuk, sohbet ettik, kimisiyle selfi fotoğraflar çektik.
Saatimi hedef olarak mesafe olarak 21k ve zaman hedefi olarak 02 saat 15 dakikayı tanımladım.
İ lk kilometreyi 05:32, ikinci kilometreyi 05:43 pace ile
tamamladım.
Ortalama pace’i mümkün olduğunca 05:50 civarında tutmaya çalıştım.
Koşarken birkaç selfie bile çektik.
-Birol sakın yürüme, yavaş da olsa koşmaya devam! diye komut
verdim.
Hızı 06:10-06:30 civarına düşürdüm.
Yine son 3 km’ye geldim. Aslında sona doğru biraz hızlanayım diyordum ama olmadı.
Finish noktasına geldiğimde saat 02 saat 11 dakikayı gösteriyordu.
Bu 02: 15’in altındaydı ve benim için bir rekordu.
Bir süre sonra; Ender ve Ali Osman ile buluştuk. Karşılaştığımız arkadaşlarla bol bol fotoğraf çektirdik.
Gerçi kendim emin olamamakla birlikte, yarıştan yaklaşık bir
ay önce 14 Ağustos 2016 tarihinde Fuar’da bir 21k denemesi yapmaya karar
verdim.
Tempodan ziyade 21k’yı yürümeden bitirmeyi istiyordum.
Pace’in (Pace: Bir km’nin kaç dakikada koşulduğunu gösteren bir koşu terimi)
ortalamasını 06.30 civarında tutmaya çalıştım.
Son 3-4 km’ye kadar planladığım gibi zorlanmadan gitti.
Ancak, 17. ve 18. Km’den sonra epey yoruldum. Hızı biraz daha düşürdüm.
Enerjimi sonuna kadar kullanıp 21k’yi 06:37 pace ile 02 saat
20 dakikada bitirebildim.
Bu geçen yıl yürüyerek bitirdiğim İzmir Yarı Maratonu’na
göre 27 dakikalık bir iyileşme demekti.
Acaba artık 2016 İzmir Yarı Maratonu’nu koşabilir miydim?
Fuar tartan pistti, yarışılacak alan ise asfalttı. Bu
hızımı, daha da düşürecek bir dezavantajdı.
Ama beni asıl endişelendiren sıcaklıktı. Eğer 35 derecenin
üzerinde bir sıcaklık olursa, geçen yılki kabusu bir daha yaşamak istemiyordum.
Bu yüzden de katılıp katılmamak arasında çok gittim geldim.
Yarıştan önceki hafta, internetten hava durumuna
baktım. Yarış günü havanın 32 derece civarında olacağını söylüyordu.
Ender, yarışmanın geçen yıla göre bir saat öne alındığını ve
saat 08.00’de başlayacağını söyledi.
Bu haberi duyunca çok sevindim. Nitekim, bu durumda sabahın
erken saatlerinde hava daha da serin olabilirdi.
Bu haber üzerine, internetten girip hemen yarışa kaydımı yaptırdım.
Yarıştan bir gün önce, Fuar’da 8 km kadar bir fartlek (hız
oyunu=yavaş-hızlı değişimli koşu) yaptım. Koşu sonunda, yeni spor
ayakkabılarıyla Ömür ve eşi Özlem de yürüyüşe geldiler.
Birlikte 3 km kadar yürüdük ve ardından bir cafe’de birlikte
çay içtik.
Cumartesi akşamı; bir gün sonrası için şort, ayakkabı,
tişört vs. tüm hazırlıklarımı yaptım. Sabah koşudan önce enerji vermesi için,
Adem’in önerisi üzerine pazardan muz aldım.
Akşam erken yatıp, sabah erken kalktım. Sabah hafif bir
kahvaltı ve muz takviyesinin ardından, akşamdan hazır olan çantayı alıp,
otoparkta arabanın kontağını çevirdim.
Arabada acaba bu yarışta süre hedefi ne olmalı? Diye düşünüyordum.
Kesinlikle 02:20’nin üstüne çıkmamalıydım. Yarış ve grup
psikolojisi ile 5 dakika daha süreyi azaltabilir ve 02:15 olabilir diye
düşünüyordum.
Arabayı Ticaret Odası’nın önüne park ettim. Üstümdeki
normal tişörtü çıkartıp, Koruncuk Vakfı Ege Maraton’un atlet tipi tişörtünü
giydim.
Koşu alanına geldiğimde, Ali Osman’ı aramaya başladım, keza
benim göğüs numarasını bir gün önce Bornova’daki Maraton Fuarı’ndan o alacaktı.
Telefon ettim açmadı. Neyse nasıl olsa gelir diye etrafı
kolaçan etmeye başladım.
Koşu camiasından tanıdığım pek çok dostumu orada gördüm. Kimisiyle konuştuk, sohbet ettik, kimisiyle selfi fotoğraflar çektik.
Kimler yoktu ki?
Ahmet Sırrı Eke, Ender Sert, Mehmet Aydıngör, İsmail
Adıgüzeloğlu, Svetlana Shepelava, Murat Kaya, Hande Nilay, Dilek Kurt, Adem
Öztürk, Veli Yurdakul, Davut Yıldırım, Bülent Karakaya, Zülfikar Abbas Demir,
Necip Yavuz, Nuret Çalıcı, Serhan Yalçın ve daha pek çok arkadaş…
Nihayet Ali Osman’ı buldum. Göğüs numaramı aldım.
Start zamanına 15-20 dk kalmıştı.
9 Eylül anısına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah
arkadaşları, tüm şehitlerimiz ve gazilerimiz için 1 dakikalık saygı duruşu ve
İstiklal Marşı’nı söyledik hep birlikte.
Saatimi hedef olarak mesafe olarak 21k ve zaman hedefi olarak 02 saat 15 dakikayı tanımladım.
Tabancadan gelen “çaaat” sesiyle, profesyonel koşucular
önden fırladı.
Start noktasından geçince ben de, grupla birlikte hızlandım.
Ancak, kendi kendime bu hız güzel ama bu şekilde, 21k’yı
tamamlayamayabilirim diye düşünüp tempoyu biraz düşürdüm.
Ortalama pace’i mümkün olduğunca 05:50 civarında tutmaya çalıştım.
İlk 3-4 km’yi Ender ve Zülfikar ile birlikte koştuk.
Koşarken birkaç selfie bile çektik.
Koşu güzergahı Cumhuriyet Meydanı’nından İnciraltı’na doğru
olan Kordon Boyu’nda yolun deniz tarafındaki gidiş yolu araç trafiğine
kapatılmıştı.
Bizler koşarken, bazı vatandaşlar alkış yapıyor, yaşlı
nineler göz yaşlarını siliyordu.
Yolun sol tarafı çift yön haline getirilmiş, gelip giden
araçlar korna basarak kendilerince alkış yapıyordu.
İlk su istasyonunu pas geçtim. İkincisinden bir su aldım
ve birkaç yudumdan sonra fırlattım attım.
İnciraltı girişine geldiğimde, Kenyalı ve Etiyopyalı
kardeşlerimiz polis eskortu eşliğinde tam bir deve kuşu adımlarıyla hızla
yanımdan roket gibi geçtiler.
O zaman ben daha 8. Km’ye gelmemiştim bile. Muhtemelen onlar
14. veya 15. Km’yi koşuyorlardı.
Levent Marina, Engelliler Parkı, Kent Ormanı derken nihayet
dönüş noktasına gelmiş ve 10,5 km’yi tamamlamıştım.
Geçen yılki durumum aklıma geldi birden, kendime;
Hava çok sıcak değildi. Muhtemelen 23-25 derece civarındaydı
ve bu açıdan şanslıydım.
Belediye, koşucuların serinlemesi için yola fıskiyeler
kurmuştu.
İki tanesinin altından geçtim.
Su istasyonundan aldığım sudan iki yudum aldım, gerisini
şapkamın içine doldurup, giydim.
Tam bir serinlik!
Yine son 3 km’ye geldim. Aslında sona doğru biraz hızlanayım diyordum ama olmadı.
Tam tersine 06:40’lara kadar düştü.
Saatim başlangıçta; yarı maratonu 02 saat 05 dakika
civarında tamamlayacağımı tahmin ederken, şimdi 02 saat 09 dakika olabileceğini
söylüyordu.
Son km’de bir gayret 06:37 olmuştu.
Finish noktasına geldiğimde saat 02 saat 11 dakikayı gösteriyordu.
Bu 02: 15’in altındaydı ve benim için bir rekordu.
Cumhuriyet meydanında yavaş yavaş yürüyerek nabzımı
düşürmeye çalıştım, biraz normale dönünce Belediye’nin ikmal aracından içinde
tişört, muz, meyvasuyu, tost ve madalyanın olduğu hediye çantayı alıyorum.
Bir süre sonra; Ender ve Ali Osman ile buluştuk. Karşılaştığımız arkadaşlarla bol bol fotoğraf çektirdik.
Wings for Life’ın Türkiye Bayanlar Birincisi Svetlana beni
eşi Murat Kaya ile tanıştırdı.
Bir süre sohbet ettik. Ben de genç arkadaşımız Serhan’ı
onlarla tanıştırdım.
Sonuç olarak; 2015 yılında 9 Eylül 3. İzmir Yarı
Maratonu’nda yaşadığım kabusu ve fobiyi, 2016 yılındaki 4. İzmir Yarı
Maratonu’nda 02:11:27’lik bir skorla yendim. Bu tecrübeyle, bir kez daha
insanın yeterli hazırlığı ve antremanı varsa yapamayacağı hiçbir işin
olmadığını öğrenmiş oldum.
13 Kasım 2016 tarihinde İstanbul’da İstanbul Maratonu
var. Allah izin verirse Asya ile Avrupa’yı bağlayan Boğaz köprüsünden koşarak
ikinci kez geçeceğim. İstanbul’da 10k, 15k ve 42k’da koşacak tüm
arkadaşlara sağlıklı, güzel ve başarılı bir koşu diliyorum.
Teşekkürler Ömür. Geçen yıla göre çok daha iyiydi. Biraz da antremanla güzel oldu.
YanıtlaSilÖnemli olan koşunun bir parçası olmak.
YanıtlaSilBitirmek bile ikincil.
İzmir, İstanbul tamam.
Sırada inşallah Londra ve New York var.
Neden olmasın?
Sende bu azim varken...
Tebrikler Kardeşim. Ve hayırlı Bayram'lar,
Teşekkür ederim Hocam. Onların biraz zamanı var. Ama niye olmasın?
YanıtlaSilTebrikler birol güzel koştun. Yazı da harika .
YanıtlaSilTeşekkürler Ender. Arkadaşlarla birlikte daha güzel.
SilBirol seni tanıdığıma çok memnunum zira arkadaşlığın ve insan olarak hayatımda iyiki varsın çok teşekkür ederim ☺️
YanıtlaSilBen de öyle Ali Osman. İyi ki varsın. Türkan'a slm.
SilTebrik ederim 😉
YanıtlaSilSağol Gülçin. Keşke sen de gelebilseydin.
Sil